26 Temmuz 2012 Perşembe

Kuran'da Geçen Peygamber Duaları

Dua etmek, Allah’a ulaşabilmenin bir yoludur ve insanların tamamı duaya muhtaçtır. Bunun en hikmetli örnekleri ise, Kuran’da bildirildiği üzere, tüm peygamberlerin her konuda Allah’a yönelerek O’na dua etmeleridir. Peygamber Efendimiz (sav)’in ve diğer tüm peygamberlerin dualarında, hem Allah’a olan teslimiyetlerini, Allah’ı tek dost ve yardımcı olarak gördüklerini, hem de Rabbimiz’in şanını en güzel isimleri ile yücelttiklerini görmekteyiz. 

Seslenmek, çağırmak istemek, yardım talep etmek" anlamlarına gelen dua, Kuran'a göre "kulun bütün benliğiyle Allah'a yönelmesi ve acizliğini kabul ederek yardım dilemesi" şeklinde tanımlanmaktadır. 



İnsana şah damarından daha yakın olan (Kaf Suresi, 16), her şeyi bilen ve işiten Yüce Allah'a ulaşabilmek için güzel bir vesile olan dua, müminlerin her ortam ve şartta yerine getirdikleri sürekli bir ibadettir. Ancak bunu yaparken Yüce Allah’ın “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.…” (İnsan Suresi, 30) ayeti gereği, herşeyin Rabbimiz’in kontrolünde olduğunun ve O’nun dilemesiyle gerçekleşeceğinin bilincinde hareket ederler. Yaptıkları fiilerin de duaları olduğunu bilen müminler yalnızca zorluk anlarında değil, her an Allah’ın varlığını ve gücünün büyüklüğünü hissederek dua ederler. Yüce Rabimiz’le olan bu yakın bağlarını ise yaşamlarının her anında korurlar. 

Hiç kuşkusuz dua konusunda en samimi örnekleri peygamberlerin yaşamlarında görmek mümkündür. Rabbimiz’in tüm kutlu elçileri, her şeyin üzerinde hakim olanın yalnızca Allah’ın gücü olduğunu ve kavimlerini Hak yola çağırırken karşılaşabilecekleri zorlukları bilerek hareket etmişler; tebliğ sorumluluğunu tüm zorluklara ve baskılara rağmen eksiksizce yerine getirmişlerdir. Tüm yaşamları boyunca da Allah’a olan tevekkülleri ile içli, katıksız, yakın ve samimi dualar ederek müminler için duanın en hikmetli örneklerini sergilemişlerdir. Kuran’da peygamberlerin her şartta Allah’a karşı korudukları içli yakınlıklarının müminlere örnek olduğu şöyle bildirilmiştir: 

Andolsun sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resulünde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21) 

Hz. Muhammed (sav)’in Duaları

Kuran’da “Şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin” (Kalem Suresi, 4) ayetiyle tanıtılan Hz. Muhammed (sav), gecenin bir bölümünü dua, zikir ve ibadetle geçirerek tüm Müslümanlara hikmetli bir örnek teşkil etmiştir. Bir ayette Peygamber Efendimiz (sav)’in bu üstün ahlakı şöyle bildirilmiştir:

Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da. Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamayacağınızı bildi, böylece tevbenizi kabul etti... (Müzemmil Suresi, 20) 

Kuran’da daha birçok ayette kutlu Peygamberimiz (sav)’in duaları bildirilmiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in dualarında Allah’ı sıfatları ile birlikte anmanın en güzel örnekleri görülmektedir. Bu ayetlerden biri şöyledir: 

De ki: “Ey mülkün sahibi Allah’ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, her şeye güç yetirensin.” (Al-i İmran Suresi, 26) 

Tüm peygamberler gibi Hz. Muhammed (sav) de gönderildiği kavmin ileri gelenleri tarafından tehdit edilmiş ve zaman zaman şeytanın olumsuz telkinleri ile karşı karşıya kalmıştır. Böyle durumlarda Peygamber Efendimiz (sav)’in Allah’a, üzerindeki sıkıntıyı kaldırması için şöyle dua ettiği bildirilmiştir: 

Ve de ki: “Rabbim şeytanın kışkırtmalarından Sana sığınırım. Ve onların benim yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım Rabbim.” (Müminun Suresi, 97-98) 

Müminun Suresi’nin son ayetinde Peygamberimiz (sav)’in bir duası ise şöyle bildirilir: 

Ve de ki: “Rabbim bağışla ve merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.” (Müminun Suresi, 118)

Rivayetlerde de, Peygamber Efendimiz (sav)’in Rabbimiz’e kendisine güzel bir ahlak ve iyi bir huy vermesi için dua ettiği belirtilmektedir:

“Allah’ım! Yaratılışımı ve ahlakımı güzelleştir. İlahi! Beni ahlakın kötülerinden uzaklaştır.” (Tırmizi, İmam Ahmed ve Hakim’den; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s 789)

Hz. Nuh’un Duaları

Yıllar boyunca örnek bir kararlılıkla kavmini tevhid dinine çağıran Hz. Nuh’un sabrı, Kuran’da övgü ile bildirilmektedir. Hz. Nuh, kendisine ve yanındaki müminlere düşmanlık gösteren kavmine karşı kararlılıkla mücadele etmiştir. Hz. Nuh’un içinde bulunduğu her türlü durumda Allah’a yönelmesi, O’nun yardımını umarak samimiyetle dua etmesi ise müminler için büyük bir örnektir. Hz. Nuh içinde bulunduğu durumu Allah’a bildirmiş ve şöyle dua etmiştir: 

Sonunda Rabbine dua etti: “Gerçekten ben, yenik düşmüş durumdayım. Artık Sen (bu kafir toplumdan) intikam al.” (Kamer Suresi, 10) 

Başka bir surede ise Hz. Nuh’un Allah’a duası şu şekilde bildirilmektedir: 

Nuh: “Rabbim, yeryüzünde kafirlerden yurt edinen hiç kimseyi bırakma.” dedi. “Çünkü Sen onları bırakacak olursan, Senin kullarını şaşırtıp-saptırırlar ve onlar, kötülükte sınırı aşan (facir’den) kafirden başkasını doğurmazlar. (Nuh Suresi, 26-27) 

Rabbim, beni, annemi, babamı, mü’min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını arttırma.” (Nuh Suresi, 28) 

Kuran’da bildirildiği üzere Yüce Allah, Hz. Nuh’un bu duasını kabul etmiş ve ileride gerçekleşecek olan tufana hazırlık yapmasını emretmiştir. Hz. Nuh, yakında herhangi bir deniz veya göl olmamasına rağmen Allah’ın emri üzerine büyük bir gemi yapmaya başlamıştır. Geminin yapımı sırasında ise kavmi kendisi ile alay etmeye devam etmiştir. Zamanı geldiğinde ise Allah’ın vaadi gerçekleşmiş ve tufan felaketi meydana gelmiştir. 

Hz. İbrahim’in Duaları

Günümüzde milyonlarca insanın Hac görevini yerine getirmek için ziyaret ettiği Kabe’yi inşa eden Hz. İbrahim’in, Kuran’da, “tek başına bir ümmet” olduğu bildirilmektedir. O ve oğlu Hz. İsmail, bundan binlerce yıl önce, Yüce Allah’ın vahyi doğrultusunda insanların toplanacakları ve O’nu zikredecekleri, yılın belirli zamanlarında oraya Hacca gelecekleri bir ev inşa etmişlerdir. Bu evin Kuran’daki adı Kabe’dir. Kuran’da, Hz. İbrahim’in ve Hz. İsmail’in bunu bir ibadet olarak yaptıkları ve sonrasında şöyle dua ettikleri bildirilmiştir: 

İbrahim, İsmail’le birlikte Evin (Ka’be’nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): “Rabbimiz bizden (bunu) kabul et. Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin”. (Bakara Suresi, 127) 

Bugün milyonlarca insanın ziyaret ettiği Mescid-i Haram’a, diğer adıyla Kabe’ye ilk yerleşen Hz. İbrahim’in, bir başka Kuran ayetinde oğulları İsmail, İshak ve tüm müminler için şu şekilde dua ettiği bildirilmektedir: 

Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler. Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz. Hamd, Allah’a aittir ki, O, bana ihtiyarlığa rağmen İsmail’i ve İshak’ı armağan etti. Şüphesiz Rabbim, gerçekten duayı işitendir. Rabbim, beni namazı(nda) sürekli kıl, soyumdan olanları da. Rabbimiz, duamı kabul buyur. Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni, anne-babamı ve mü’minleri bağışla. (İbrahim Suresi, 37-41) 

Görüldüğü gibi Hz. İbrahim, dualarında hem Allah’ın sıfatlarını saymakta, hem de O’na şükretmektedir. Allah’tan istediği şeyler de, kendisini O’na yakınlaştıracak, ahirette bağışlanmasına vesile olacak isteklerdir. 

Hz. Eyüp’ün Duaları

Kuran’da, Hz. Eyüp’ün sabrı müminlere örnek olarak bildirilmiştir. Yüce Allah’tan vahiy alan seçilmiş bir kul olan Hz. Eyüp (Nisa Suresi, 163), ciddi bir hastalığa yakalanarak zor bir dönem geçirmiştir. Ancak içinde bulunduğu her türlü ağır şarta rağmen, daima sabırlı ve Allah’a olan tevekküllü tavrı ile müminlere örnek olmuştur. (Sad Suresi, 44) 

Hz. Eyüp, yakalandığı hastalığın yanı sıra şeytanın olumsuz telkini ile de karşı karşıya kalmıştır. Ancak o, bu sıkıntısını samimi olarak Allah’a açmış ve O’ndan yardım dileyerek dua etmiştir:

Kulumuz Eyyub’u da hatırla. Hani o: “Herhalde şeytan, bana kahredici bir acı ve azab dokundurdu” diye Rabbine seslenmişti. (Sad Suresi, 41) 

Diğer bir ayette ise, Hz. Eyüp’ün içli duası şöyle bildirilmiştir: 

Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: “Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın.” (Enbiya Suresi, 83)

Yüce Allah’ın, salih kullarından biri olan Hz. Eyüp’ün duasına icabet etttiği ise bir Kuran ayetinde şu şekilde bildirilmektedir:

Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona Katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik. (Enbiya Suresi, 84) 

Sonsuz ilim sahibi Yüce Allah, insanları çok farklı şekillerde imtihan etmektedir. Hz. Eyüp de imtihanı gereği, şiddetli bir sıkıntı ile denenmiştir. Benzer sıkıntılar, yine dünyadaki imtihan ortamı içinde başka müminlerin başına da gelebilir. Dolayısıyla bu tür bir durumda kalan bir mümin, Hz. Eyüp örneğinde olduğu gibi, imtihanın şekli ve süresi ne olursa olsun sabır göstermelidir. Allah’ın insana hiçbir zaman taşıyamayacağı bir yükü yüklemeyeceğinin bilincinde olmalı, her an Rabbimiz’e karşı son derece tevekküllü bir ruh hali içinde olmalıdır.

Hz. Yusuf’un Duaları

Hz. Yusuf kıssası, dua konusunda müminler için güzel örneklerle doludur. Hz. Yusuf, karşılaştığı her türlü sıkıntıya karşı tevekküllü ve teslimiyetli davranmasıyla ve Allah’a olan sadakatiyle, sağlam bir imanın tüm alametlerini göstermiştir. 

Hz. Yusuf’a ve babası Hz. Yakup’a isabet eden sıkıntılar, küçük yaştaki Hz. Yusuf’un kıskanç kardeşleri tarafından kuyuya atılıp bir kurt tarafından yenmiş gibi gösterilmesiyle başlamıştır. Ancak Hz. Yusuf, Allah’ın izniyle, yoldan geçen bir kervan tarafından bulunmuş ve onlar tarafından para karşılığında Mısırlı birine satılmıştır. Ergenlik çağına geldiğinde kendisine “ilim ve hikmet” (Yusuf Suresi, 22) verilen Hz. Yusuf’un, onu satın alan Mısırlı’nın karısı kendisinden murad almak isteyince şöyle dua ettiği bildirilmiştir: 

(Yusuf) Dedi ki: ”Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum. (Yusuf Suresi, 33) 

Ayette bildirildiği üzere Hz. Yusuf, duasında içinde bulunduğu durumu samimi olarak itiraf etmiştir. Bunun ardından hapse atılan Hz. Yusuf, yıllar boyu orada kaldıktan sonra, Mısırlı’nın karısının da Hz. Yusuf’un masum olduğunu söylemesi üzerine zindandan çıkarılmıştır. (Yusuf Suresi, 51-54) Tüm bu sıkıntıların ardından Hz. Yusuf’un duası kabul edilmiş ve kuyuya atılma ile başlayan olaylar, ülkenin iktidarında söz sahibi olmasıyla devam etmiştir. (Yusuf Suresi, 56) 

Böylece iktidar sahibi olan Hz. Yusuf, kendisini zindandan çıkararak hazinenin başına geçiren Allah’a şükretmiştir. Hz. Yusuf’un dünyada Müslüman olarak ölmek ve ahirette de salihlerle birlikte olmak için şöyle dua ettiği bildirilmiştir: 

Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öğrettin. Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat. (Yusuf Suresi, 101) 

Hz. Şuayb’ın Duaları

Medyen ve Eyke halkına peygamber olarak gönderilen Hz. Şuayb, Allah’ın sınırlarını çiğneyen kavmini imana davet etmiştir. (Araf Suresi, 85) 

Medyen halkının Hz. Şuayb’a cevabı da, iman etmeyen diğer kavimlerin cevaplarından farklı olmamıştır. Hz. Şuayb’ın tebliğini kabul etmeyen kavim, onu ve diğer müminleri yaşadıkları topraklardan sürgün etmekle tehdit etmiştir. Hz. Şuayb’ın ise, Medyen halkının duyarsızlığı ve tehditkar tavrı üzerine Allah’a tevekkül ederek şöyle dua ettiği bildirilmiştir: 

Allah bizi ondan kurtardıktan sonra, bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah’a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur. Rabbimiz olan Allah’ın dilemesi dışında, ona geri dönmemiz bizim için olacak iş değildir. Rabbimiz, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Biz Allah’a tevekkül ettik. ‘Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında ‘Sen hak ile hüküm ver,’ Sen ‘hüküm verenlerin’ en hayırlısısın. (A’raf Suresi, 89) 

Hz. Süleyman’ın Duaları

Hz. Süleyman, Allah’ın kendisine büyük bir zenginlik, güç ve iktidar verdiği bir peygamberdi. Bununla birlikte ona birçok üstün yetenek de verilmişti. Hz. Süleyman’a verilen bu üstün yetenekler arasında cinleri yönetmek, hatta hayvanlarla konuşmak da bulunuyordu. (Neml Suresi, 16) Kendisine verilen üstünlüklerden dolayı Allah’a şükreden Hz. Süleyman’ın duası bir Kuran ayetinde şu şekilde bildirilmiştir: 

“... Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat.” (Neml Suresi, 19) 

Hz. Süleyman, kendisine verilen zenginliklere karşı Allah’a sürekli şükretmiş ve dua etmiştir:

Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz Sen, karşılıksız armağan edensin. (Sad Suresi, 35)

Bu noktada belirtilmelidir ki, Hz. Süleyman’ın “hiç kimseye nasip olmayan bir mülk” istemesi dünyevi bir istek değil, yalnızca ahirete yönelik bir istektir. Çünkü Hz. Süleyman, sahip olduğu tüm maddi imkanları sadece Allah’ın rızasını kazanabilmek için kullanmış ve bu imkanların onun Allah’a daha fazla yakınlaşmasına vesile olması için dua etmiştir. Nitekim ayetlerde, onun “... gerçekten ben mal sevgisini Allah’ı zikretmekten dolayı tercih ettim...” (Sad Suresi, 32) şeklinde dua ettiği bildirilmektedir.

Hz. Zekeriya’nın Duaları

Hz. Zekeriya’nın duaları Kuran’ın üç ayrı suresinde bildirilmektedir. Yaşı ilerlemiş olan Hz. Zekeriya, kendi ardından kavmi içinde imanı ayakta tutması için Allah’tan bir varis istemiştir. Kendisi çocuk sahibi olmak için oldukça yaşlı, karısı ise kısır olduğu için varisi yoktur ve bunun için Allah’a dua etmiştir:

Hani o, Rabbine gizlice seslendiği zaman; Demişti ki: “Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben Sana dua etmekle mutsuz olmadım. Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır. Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et. Bana mirasçı olsun. Yakup oğullarına da mirasçı olsun. Rabbim, onu razı olunan kıl.” (Meryem Suresi, 3-6)

Ayette, Hz. Zekeriya’nın Allah’a gizlice seslendiği bildirilmektedir. Bu, samimiyetin en büyük göstergelerinden biridir. Nitekim ayette Allah’ın, Kendisi’ne bu tür bir samimiyet içinde çağrıda bulunan Hz. Zekeriya’nın duasını kabul ettiği bildirilmiştir. (Enbiya Suresi, 90) Allah samimi kullarının dualarına onlar için en hayırlı olacak şekilde icabet eden ve içten çağrıda bulunan, inananların tek dostu ve yardımcısı olandır. Yüce Rabbimiz, çocuk sahibi olması imkansız gibi görünen Hz. Zekeriya’ya da, samimi duasına icabet ederek salih bir oğul armağan etmiştir.

Hz. Yunus’un Duaları

Kuran’da, Hz. Yunus’un peygamber olarak gönderildiği kavminden, çağrılarına cevap vermedikleri için ayrıldığı bildirilmektedir. (Saffat Suresi, 139-142) Ayetlerde bildirildiği üzere, bunun ardından Hz. Yunus’un binmiş olduğu gemide yolcular arasında kura çekilmiş ve kura sonucunda onun denize atılmasına karar verilmiştir. Denize atılan Hz. Yunus, dev bir balık tarafından yutulmuştur. Hz. Yunus’un balığın karnında iken, Allah’a şöyle dua ettiği bildirilmiştir: 

... Senden başka ilah yoktur, Sen Yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum. (Enbiya Suresi, 87) 

Bir sonraki ayette ise, Yüce Allah’ın Hz. Yunus’un samimi duasına karşılık olarak onu mucizevi bir biçimde kurtardığı bildirilmiştir: 

Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte Biz, iman edenleri böyle kurtarırız. (Enbiya Suresi, 88) 

Burada üzerinde önemle durulması gereken bir nokta vardır. Yüce Rabbimiz bir duayı gerçekleştirirken, bunu belli dünyevi sebeplere bağlayabileceği gibi, dilerse istenilen şeyi sebepsiz olarak da gerçekleştirebilir. Bu, göklerin ve yerin Rabbi olan Allah için son derece kolaydır. Yüce Allah, Hz. Yunus’un duasını kabul ederken de her türlü zor görünen şartı ortadan kaldırmış ve Hz. Yunus’u balığın karnından kurtarmıştır. Bu durum, insanın hiçbir zaman Allah’ın rahmetinden umut kesmemesi ve hep O’na dua etmesi gerektiğinin çarpıcı delillerinden biridir. Kuran’ın “…Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm…” (Bakara Suresi, 186) ayetiyle de bildirildiği üzere, insan Rabbimiz’e içten yöneldiği müddetçe, dualarının karşılığını kesin olarak görecektir.

Hz. İsa’nın Duaları

Kuran’da, Hz. İsa’nın seçkin bir peygamber olduğu ve Rabbimiz’e yakınlığı “... Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. O, dünyada ve ahirette ‘seçkin, onurlu, saygındır’ ve (Allah’a) yakın kılınanlardandır..” (Al-i İmran Suresi, 45) ayetiyle bildirilmektedir.

Kuran’da, havarilerinin Hz. İsa’dan Allah’a dua etmesini ve gökten bir sofra indirilmesini istedikleri bildirilmiştir. (Maide Suresi, 112-113) Hz. İsa, bu mucize isteğinin yersiz olduğunu belirtmesine rağmen, havariler gökten sofra inerse kalplerinin daha da tatmin olacağını belirterek isteklerini sürdürmüşlerdir. Hz. İsa ise, havarilerin bu istekleri üzerine Allah’a dua ederken, Kuran’daki birçok dua örneğinde olduğu gibi Allah’ı Yüce sıfatlarıyla anmıştır. Kuran’da, Hz. İsa’nın bu duası şöyle bildirilmiştir: 

Meryem oğlu İsa: “Allah’ım, Rabbimiz, bize gökten bir sofra indir, öncemiz ve sonramız için bir bayram ve Senden de bir belge olsun. Bizi rızıklandır, Sen rızık vericilerin en hayırlısısın” demişti.(Maide Suresi, 114) 

Hz. İsa’nın, havarilerin korunup gözetlenmesi ve bağışlanması konusunda ise şöyle dua ettiği bildirilmiştir: 

“Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiçbir şeyi söylemedim. (O da şuydu:) ‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde, üzerlerindeki gözetleyici Sendin. Sen her şeyin üzerine şahid olansın.” Eğer onları azablandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz aziz olan, hakim olan Sensin Sen.” (Maide Suresi, 117-118)

Hz. Musa’nın Duaları

İsrailoğullarına elçi olarak gönderilen Hz. Musa, ilk vahyini Tuva Vadisi adı verilen yere geldiğinde almıştır ve kendisine Firavun’a gitmesi ve ona dini tebliğ etmesi bildirilmiştir. Bunun üzerine Hz. Musa, Allah’a samimi bir şekilde yönelmiş ve bu konuda şöyle dua etmiştir: 

… Kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum.”(Kasas Suresi, 33-34) 

Kuran’da bildirildiği üzere Hz. Musa, içinde duyduğu heyecanın tebliğ görevini yerine getirmesine engel olmasından çekinmiştir. Onun bu konudaki duası ayetlerde şu şekilde geçmektedir: 

Dedi ki: “Rabbim, benim göğsümü aç. Bana işimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz; ki söyleyeceklerimi kavrasınlar. Ailemden bana bir yardımcı kıl, kardeşim Harun’u. Onunla arkamı kuvvetlendir. Onu işimde ortak kıl, Böylece Seni çok tesbih edelim. Ve Seni çok zikredelim. Şüphesiz Sen bizi görüyorsun.” (Taha Suresi, 25-35) 

Yüce Allah Kuran’da, Hz. Musa’nın bu duasına karşılık onu ve kardeşini özel bir koruma altına aldığını bildirmiştir. (Kasas Suresi, 35) Kuran’daki Hz. Musa ile ilgili olan ayetler incelendiğinde, Allah’a dua ederken hep samimi ve açıksözlü bir üslubu olduğu görülmektedir. Hz. Musa da diğer tüm peygamberler gibi Allah’a içten yönelmiş ve O’ndan yardım dilemiştir. 

Yüce Allah, Müminlere Tek Dost ve Yardımcıdır

Yazı boyunca incelediğimiz gibi, Kuran’da adı geçen peygambelerin dua örneklerinde görüldüğü üzere, duanın en önemli şartlarından biri samimiyetle ve içtenlikle yapılmasıdır. İnsan; acz içinde, Allah dilemedikçe hiçbir şeye güç yetiremeyeceğini bilerek, umarak ve korkup sakınarak her konuda Allah’a yönelmeli, her şey için O’na dua etmelidir. Peygamber Efendimiz (sav)’in ve Kuran’da duaları zikredilen diğer Peygamberlerimizin duaları müminler için en güzel örneklerdir. Onlar her dualarında sonsuz güç sahibi Rabbimiz’i en güzel isimleri ile anmış ve her fırsatta Allah’ı tek dost ve yardımcı olarak gördüklerini vurgulayarak Yüce Rabbimiz’e olan teslimiyetlerini göstermişlerdir. 

Peygamberlerimizin dualarında tüm müminlerin örnek almaları gereken bir diğer nokta ise belli bir vakit gözetmeden, her an dua etmeleri ve ihtiyaç içinde kaldıklarında hemen Rabbimiz’e yönelmeleridir. Rabbimiz bu ibadeti gerçekleştiren kullarını şu şekilde müjdelemiştir: 

Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (Bakara Suresi, 186)


kaynak

Hz.Adem ve Havva'nın Duaları..
Rabbimiz!Biz kendimize zulmettik.Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka zarara uğrayanlardan oluruz.(Araf23)

Hz.Nuh'un Duası..
Ey Rabbim!Ben yenilgiye uğradım bana yardım et.(Kamer10)

Hakkında kesin bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım.Eğer beni affetmez,bana merhamet etmezsen her şeyi kaybedenlerden olurum.(Hud47)

Hz.İbrahim'in Duası..
Ey rabbimiz!bizden kabul buyur.Şüphesiz sen hakkıyla iştensin,hakkıyla bilensin(Bakara127)

Hz.Lut'un Duası..
Ey Rabbim!Beni ve ailemi onların yaptıkları çirkin işten kurtar(Şuara169)

Hz.Yakup'un Duası..
Sıkıntımı,keder ve üzüntümü sadece Allah'a arz ediyorum(Yusuf86)

Hz.Yusuf'un Duası..
Rabbim!Gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin.Ey gökleri ve yeri yaratan.Dünya ve ahirette yardımcım sensin.Benim canımı müslüman plarak al ve beni iyiler arasına kat(Yusuf101)

Hz.Eyyüp'ün Duası..
Eyyüp'ü de hatırla.Hani o rabbine,şüphesiz ki ben derde uğradım,sen ise merhametlilerin en merhametlisisin diye niyaz etmişti(Enbiya83)

Hz.Şuayp'ın Duası..
Allah,bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra eğer ona dönersek mutlaka Allah'a karşı yalan uydurmuş oluruz.Rabbimiz Allah'ın dilemesi olmadıkça,sizin dininize dönmemiz bizim için olacak şey değildir.Rabbimiz herşeyi ilmiyle kuşatmiştır.Biz yanlız Allah'a tevekkül ettik.Ey Rabbimiz!Bizimle toplumumuz arasında gerçekle hükmet.Çünkü sen hükmedenlerin en hayırlısısın(Araf89)

Hz.Musa'nın Duası..
Ey Rabbim!Beni ve kardeşimi bağışla.Bize rahmet et.Sen merhametlilerin en merhametlisisin.(Araf151)

Rabbim!Gönlüme ferahlık ver,işimi bana kolaylaştır,dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar(Taha25-28)

Hz.Sülayman'ın Duası..
Ey Rabbim!Beni bağışla.Bana benden sonra kimseye layık olmayacak bir hükümdarlık bahşet.Şüphesiz sen çok bahşedicisin(Sad35)

Hz.Yunus'un Duası..
Senden başka hiçbir ilah yoktur.Seni eksikliklerden uzak tutarım.Ben gerçekten kendime zulmedenlerden oldum.(Enbiya87)

Hz.İsa'nın Duası..
Eğer onlara azap edersen,şüphe yok ki onlar senin kullarındır.Eğer onları bağışlarsan,yine şüphe yok ki sen mutlat güç sahibisin,hüküm ve hikmet sahibisin(Maide 118)

Hz.Muhammed'in Duası..
Rabbim!Gireceğim yere doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla.Çıkacağım yerden de beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar.Katından bana yardıma bir kuvvet ver(İsra80)

De ki! Ya Rabbi ilmimi arttır.(Taha114
)


Elhamdü Lillâhi Rabbil'alemin

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

Ya Rabbim ! Ey Duaları İşiten ve Kabul eden Mevlamız.

Bu Yazıları okuyan kardeşimizin gönlün de olupta dile getiremediği ne kadar


muradı varsa bunları hayırlı olanlardan kıl ve kabul buyur.

Hangi hal için de bulundurursan bulundur senden gafil olmaktan onu 


koru. Kıyametin ve ölümün dayanılmaz şiddetinden onu Muhafaza 

buyur. Onu iyilerden kıl ve iyilerle beraber bulundur ve iyilerle beraber 

haşret. Müjdelenen, Cennet ve Cemaline eriştireceğin seçkin kullarından 

eyle.

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed


AMİN....



kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder