3 Ekim 2012 Çarşamba

Ölüm ve Ötesi İmam-ı Gazali

-Bir kişi ölümünü çok anarsa çaresiz onun hazırlığını görmeye başlar.Kabrini Cennet bahçelerinden bir bahçe bulur.Bir kişi,ölümü unutursa onun çalışması dünya için olur.Ahiretin azığından gaflet içine düşer.Kabrini de Cehennem mağralarından bir mağara olarak bulur.Bundan ötürü ölümü anmak büyük fazilettir.

-Sen yine arkadaşlarının durumunu ve günlük yaşamlarını düşün ki,onların alemi seyredişlerini,gülmelerini ve gafletlerini aklından geçir.Yirmi yılda erişebilecekleri işlerin tedbiriyle uğraştıkları fikriyle.Onlar bu kadar zahmetler çektirler.Oysa kefenleri bezci dükkanında bulunmaktaydı.Bundan habersizdiler.Sen de kendi kendine:
Sen de onlar gibisin! Senin de gafletin,hırsın,cahilliğin,bilgisizliğin,aptallığın onlarınki gibidir.Sana öyle bir saadet nasip oldu ki,onlar senden önce dünyadan ayrıldılar.Bundan sen ibret almalısın.Nitekim:"o kişiye ne mutludur ki,bir başkasından öğütlenir!" diye buyrulmuştur!demelisin.

-İnsanlara ölümü unutturan şey de çok zaman tul-i emel(bitmeyen istekler)dir.Bütün fesatların,kötülüklerin,fenalıkların başı da bu tul-i emel,sonu gelmeyen isteklerdir.

-Sabaha çıktığım vakit akşama kadar sağ kalacağına ihtimal verme.Dirliğinde ölüm azığını hazır et.Sağlığında da hastalık yiyeceğini bir yana koy.Çünkü,ey Abdullah,yarın Hak Teala'nın katında halinin ne olacağını bilemezsin.

-Resul (S.A.V):" Emellerinizi azaltın ! Ölümü daima gözünüzün önüne getirin !Hak Teala'dan hakkı ve layıkı ile haya edin !"diye buyurdu.

-Bir kimse dünyayı bilirse dünyayı sevmez.Onun lezzetini birkaç gün olduğunu bilir.O lezzet de çaresiz olarak ölümle batıl olur.Şimdiki zamanda da bulanıklıktan ve acıdan,beladan uzak olmadığı,hiç bir kişinin bunlardan safi kalmadığı bilinir.Bir kişi ahiretin baki kaldığını ve insan ömrünün kısalığını düşünürse anlar ki,ahireti dünyaya satan,rüyasında birkaç akçe için uyanıklığında bin altından üstün gören gibidir.Zira,dünya uyku ve rüya alemine benzer.

-İsa Aleyhisselam: " Yarınki rızkın için gam yeme.Eğer ömür kalmışsa rızkında kalır.Eğer ömür kalmamışsa,başkalarının rızki için niçin zahmet çekersin?"

-Resul (S.A.V):" Beş şey gelmeden önce şu beş şeyi ganimet bilin.
1.İhtiyarlık gelmeden gençliğin
2.hastalık gelmeden sıhhatin
3.Meşkuliyet vakti gelmeden boş zamanın
4.Ölüm gelmeden hayatın
5.Fakirlik gelmeden önce zenginliğin kıymetini bilin.

-Resulullah (S.A.V) şöyle buyurdu:Kabir,ahiretin ilk uğrağıdır.Eğer kabir kolay olursa,ondan sonraki duraklarda işi daha kolay olur,eğer zor olursa sonrakilerde zorlaşır.

-Ey İlahi sırlara ermek isteyen !Sen bil ki,kabirden sonra gelen,surun üflenmesidir.Ona Nefha-i Sur denir.
Bundan sonra gelen,günahların soruşturulması korkusudur.
Ondan sonra da Amel Defteri'nin sağdan mı verilir,soldan mı verilir korkusu gelir.Daha sonra korku Mahşer halkının arasında rezil olmak,kınanmak korkusu vardır.Daha sonra terazi korkusu gelir.Kişi:İyilikler kefes mi ağır gelecek? Kötülükler kefes mi ağır gelecek ? diye korkar..BUndan sonra hasımlara zulmetmesi sorulur.Onlarda cevap vermek korkusu da vardır.
Ondan sonrada Cehennem'deki zebaniler korkusu vardır.

-Ölüler de bizden haberli olurlar.O zaman da bizim güzel amellerimizle sevinirler,günahlarımızdan ise kaygılanırlar.Nitekim bu da Peygamber Efendimiz'in hadis-i şerefinde bildirilmiştir.Onların haber almaları Levh-i Mahfuz aracılığı iledir.

-Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur:"Sakın kimse kendisine dokunan bir zarardan dolayı ölümü istemesin.Eğer kendini ölümü istemekten alıkoyamıyorsa şöyle desin :"-Rabbim,yaşamak bana hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat;ölümüm bana daha hayırlı olduğu zaman ruhumu al."

-Farzları yapmak,namazları kılmak ve Allah'ın nasip ettiği zikri yapmak üzere müslümanın her bir gün yaşaması onun için ganimettir.

-Resulullah (S.A.V):"Ölüm ganimettir.Masiyet,musibettir.Fakr,rahattır.Zenginlik cezadır.Akıl,Allah'tan bir hidayettir.Cehil,dalalet ve sapıklıktır.Zulüm,pişmanlıktır.Taat,göz nurudur.Allah korkusundan ağlamak,ateşten kurtulmaktır.Gülmek bedenin felaketidir.Günahtan tövbe eden günahsız gibidir."

-Resulullah (S.A.V):"İki şey var ki insanoğlu ondan iğrenir.Ölümden iğrenir,halbuki onun için ölüm fitneden daha hayırlıdır.Malın azlığından iğrenir,halbuki az malın muhasebesi daha azdır."

-Ne güzeldir hoşa gitmeyen o üç şey:Ölüm,fakr ve hastalık.

-Rabbime tevazu için fakirliği severim.O'na kavuşmak için ölümü severim ve günahlarıma keffaret olması için hastalığı severim.

-Gönül,ruh, bedenin hakanı,padişahıdır.Beden onun bineğidir.Gözle görünen ve ya görülmeyen uzuvlar onun askeri,ordusudur.Marifetullah(Allah'ı tanımak) ve Allah Hazretlerinin Cemalini görmek,ruhun sıfatır.

-Beden ülkesinin sultanı can'dır.Kulağa izin verirse o işitir.Eğer göze izin verirse göz bakar,görür.Eğer ayağa izin verirse ayak kımıldar,hareket eder.Bu düzen üzerinde bütün uzuvlar,bütün iç ve dış araçlar,vücudun padişahı canın buyruklarına boyun eğmiştir.
Ten canın memlekidir.Ve beden bir büyük şehirdir.El,ayak,ağız ve başka uzuvlar sanayi ehli gibidir.Şehvet,nefsin bu azğınlığı ise ülkenin sancak beyi gibidir.Can ise padişahtır.Akıl ise vezir.
Öfke ise şehrin subaşısıdır.
Eğer padişah olan can,veziri olan aklı,sancak beyin şehvetin ve subaşı olan öfkenin eline teslim ederse,memleket,o iki şerrin fesadından dolayı ne yazık ki,harabeye yüz tutar.
Vücut da beş duygunun bineği halindedir.Duygularımızın hepsi aklın casusu,gözetleyicisidir.Haberleri toplar.

-Beka alemi Alayi İlliyyindir.O yüce illiyyin,asli vatandır.Ruh oraya dönmek için dünyada din azığını iyi tedarik etmiş bulunmalıdır.Ey doğru yolun yolcusu ! Eğer,bu nimetlerin şükrünü eda edip ahiret diyarında süresiz mutluluğa,edebi saadete erişmek istersen,canın bir padişah gibi beden ülkesinde tahtına oturup kuilik kapısında dursun.Akıl denen nesneyi kendisine vezir,danışman,fikir hocası seçsin.Şehveti sancak beyi,öfkeyi beden şehrinin kollukçusu,zabıta memuru,subaşısı yapsın.Akılda beş duyuyla casusluk yapsın.Olanı biteni toplasınlar,zamanında da vezir olan akla bildirsinler.Vezir de ona göre beden memleketinde  tedbir alsın.

-Eğer öfke köpeğine baş eğmişsen,sende görünen kızgınlıktır,laf atmaktır,halkı incitmek,onları horlamaktır.Kendinde böbürlenme,gururlanma başlamasıdır.
Eğer nefsini güzellik ve edeple aklına itaatkar kılarsan,sen ona boyun eğdirirsin.Ondaki o kötü sıfatlar değişir.Sende sabır,soğukkanlılık,bağışlama,şecaat,sükunet,alçak gönüllük ve cömertlik doğmaya başlar.

-Bilinmeli ki,gönül,lekesiz,tertemiz,parlak,saf bir aynaya benzer.Kötü ahlak ise aynayı karartan duman,is gibidir.Bunlar,kötü ahlaktan meydana gelir.Gönül aynası pas bağlar.Cemal (güzellik)  nuru olan Hazret-i Allah'ın ışığını aksettirmez.O pas,o nurun aynada görünmesine engel olur.Ruani geçişe örtü çeker.

-Ve sen bil ki,güzel ahlak vasıfları,öğülen güzel huylar,tıpkı nurlar, ışıklar gibidir.Sende bu güzel sıfatlar doğduğu zaman gönül aynasındaki o günahlardan meydana gelmiş karanlığın pasları kalkar,ayna temizlenir,saf ve cilalı olur,parlar.

-Allah'a karşı olan kulluğunu öğrenmek,Allah'ı tanımak ve bu tanıma bilgisini elde etmek için halk olunmuştur.Bu aşikare bir şeydir.

-Sen canındaki pencerenin ölümünden ve uykundan başka bir zamanda açılmayacağını sanma,Belki de aksine bir kimse yiyip içmeyi azaltır,her türlü şeyde perhize geçer,nefsinin isteklerini kırar ve nefsi terbiye ederse onun kalbi aşağıdaki yönlerde ve uyanıkken Melekut alemi ile yakınlık kazanır:
1.Nefs ile her türlü heves ve hazlardan kendini çekme mücahedesine girerse,
2.Kalbini kötü huy ve ahlak paslarından arındırır,tertemiz kılarsa,
3.Tenha bir yere çekilip gözle görülür duygularından uzak kalırsa,
4.Candan ve gönülden daima "Allah Allah"demekle meşkul olursa
Gönlünde Allahü Teala'dan başka bir şey kalmaz.İşte o zaman melekut alemi ona görünür,gönül penceresi aralanır.

-Nitekim Allahü Teala Kelam-ı Şerşfşnde şöyle buyurur:"Rabbinin adını an ve her şeyden ilgini kes,O'na ihlas ile ibadet et" (Müzzemmıl Suresi:8)

-Sen bil ki her şeyin saadeti,bir lezzet,tat aldığı ve rahat ettiği yerdedir.Nitekim şehvetin lezzeti,yemek içmekle ve çiftleşmektedir.Hışımın lezzeti,bir kimseden öc almakla,başkasını kahretmektedir.Gözün lezzeti,güzel yüzlere,hoş suretlere bakmadadır.İşitme lezzeti,güzel seslere kulak kabartmadadır.Bunlar gibi kalbin lezzeti de ne için yaratıldı ise ondadır.Her şeyi bütün gerçeği ile bilmekte,gücü yettiği kadar da Allahü Teala'yı tanımaktadır.

-Çeşitli yemekler mideye girer.Ondan sonra karaciğere iner.Ciğer onu karıştırıp kan haline getirir,ama üstünde kara köpek şeklinde bir şey belirir.Ona sevda derler.Dalak sevdayı ciğerden çeker.Kendine benzetir.O kan su ile karışır,kalır.Fakat kıvama gelmez.Böbrek p suyu kandan ayırır,saf bir hale getirir.O kan yedi organa yayılır.Her organa güç sağlar.erkelerde meni,dişilerde süt ve kadınlık menisi o kandan meydana gelir.Eğer dalağa bir hastalık gelip de sevdayı ondan ayırmazsa,sevda ile karışmış kan bedebe yayılır.Sevdai hastalıklar meydana gelir.Bunlar delilik,cüzzam,dalak sancıları,hümma gibi hastalıklardır.Eğer merareye,yani öd kesesine bir hastalık gelir de o safrayı ondan ayıramazsa safrai hastalıklar meydana gelir.Eğer böbreğe bir illet yerleşip o suyu da kandan ayıramazsa siroz denilen,karında su biriktiren ve ya buna benzer hastalıklar doğal.Sirozda karından başka uzuvlarda da su toplanabilir.Allahü Teala'nın yüce emri ile bütün uzuvlar bir hizmet için vazife almışlardır.Eğer böyle olmasaydı beden helak olur,ölür giderdi.
  İnsan büyük,hatta en büyük bir alem(bir alem-i kübra)'dır.Bütün eşyanın örneği,benzeri onda bulunmaktadır.Mesela kemikler,dağlara örnektir.Damarlardaki kan yağmur ve akarsular misalidir.Bedendeki kıllar ise ağaç gibidir.Dimağ gökkubbeyi andırır.Beş duyu organlarımız ise yıldızlara benzer,Yani yer ve gökler,bunlarda bulunan her şey insanda toplanmış gibidir.

-Zamanın dört mevsiminde de insanlara örnekler vardır.Mesela çocukluk bahar günlerine benzer,Yaz günleri ise yiitlik,delikanlıklık çağıdır.Güz,sonbahar ayları,orta yaştaki çağ dönümüne benzer.İhtiyarlık,kış mevsimini andırır.

-Sen de bilesin ki,sen zevk eder ve dünyayı dolaşırken,yatarken,otururken,Allahü Teala'nın buyruğu ile bu kadar sayısız uşaklar sana hizmette bulunmaktadır.(organlarımız).Gel şimdi biraz insaf et.Senin bir uşağın bütün ömrünce sana baş eğip itaat etmekte...Bir gün emrine karşı gelse,senin elinden hiç bişey yapmak gelmezken,o senden önce harekete geçmeye yetenekli ve senden iyi bir efendi bulmaya kadir iken,sen o hizmetçiye döğmek,hışımla koğmak istersin.Ya Allahü Teala sana bu kadar nimetler ve uşaklar vermişken ve sana zerre kadar ihtiyacı yokken,sen kendi nefsini nasıl mabut edersin,hem nefsinin havasına uyarsın ? Allahü Teala'nın mübarek rızasını nasıl bırakırsın ? Seni yoktan yaratana ve rızkını verene karşı gece gündüz isyan üzerinde bulunursun,hem de Allahü Teala'nın ve senin düşmanın olan şeytana baş eğersin ! ...


Elhamdü Lillâhi Rabbil'alemin

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

Ya Rabbim ! Ey Duaları İşiten ve Kabul eden Mevlamız.

Bu Yazıları okuyan kardeşimizin gönlün de olupta dile getiremediği ne kadar


muradı varsa bunları hayırlı olanlardan kıl ve kabul buyur.

Hangi hal için de bulundurursan bulundur senden gafil olmaktan onu 


koru. Kıyametin ve ölümün dayanılmaz şiddetinden onu Muhafaza 

buyur. Onu iyilerden kıl ve iyilerle beraber bulundur ve iyilerle beraber 

haşret. Müjdelenen, Cennet ve Cemaline eriştireceğin seçkin kullarından 

eyle.

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

AMİN....

29 Eylül 2012 Cumartesi

Kuran-ı Kerim Okumaya Başlamadan Evvel Okunacak Dua

KURAN-I KERİM OKUMAYA BAŞLAMADAN EVVEL BU DUAYI OKURSANIZ 50 000 SEVAP VERİYOR MEVLAM HER HARFİNE

RAMAZAN AYI YAKLAŞIYOR.DOLAYISIYLA KUR'AN-I KERİM
HATİMLERİ BAŞLAYACAK VE KUR'AN-I KERİME BAŞLAMADAN
ÖNCE ŞU DUAYI OKUYALIM;
'' ALLAHÜMME BİL HAKKI ENZELTEHU VEBİL HAKKI NEZEL**
ALLAHÜMME ĞAZZİM RAGBETİ FİHİ VECĞALHÜ NURALLİBASARİ VE
ŞİFAELLİSADRİ**ALLAHÜMME ZEYYİM BİHİ LİSANİ VE CEMMİL
BİHİ VECHİ VE GAVVİ BİHİ CESEDİ**VERZUGNİ TİLAVETEHU ĞALA
TAĞATİKE ENE ELLEYLİ VE ETRAFENNEHAR** VEHŞURNİ
MEĞANNEBİYYİ MUHAMMEDİN SALLALLAHUTEALA ALEYHİ
VESSELLEME VE ALİHİL AHYAR*
*SADAKA RASULALLAH**

PEYGAMBER EFENDİMİZ(SAV) BUYURUYOR Kİ; KİM KUR'AN OKUMAYA
BAŞLAMADAN ÖNCE BU DUAYI OKURSA,ALLAHU TEALA OKUNAN
KUR'AN-I KERİMİN HER HARFİNE 50 BİN SEVAB YAZAR''

BİZDE KUR'AN-I KERİM OKUMAYA BAŞLAMADAN ÖNCE VE HER CÜZE
BAŞLAMADAN ÖNCE BU DUAYI OKUYALIM.ÇÜNKÜ KUR'AN-I KERİMDE
TOPLAM 323670 TANE HARF VAR VE KUR'AN-I KERİMİ HATMETTİKTEN
SONRA TOPLAM (16.183.500.000)16 MİLYAR 183 MİLYON 500 BİN SEVABA
NAİL OLACAĞIZ İNŞAALLAH!
SİZDE BUNU YAPIN VE BU SEVABLARA NAİL OLUN....

Elhamdü Lillâhi Rabbil'alemin

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

Ya Rabbim ! Ey Duaları İşiten ve Kabul eden Mevlamız.

Bu Yazıları okuyan kardeşimizin gönlün de olupta dile getiremediği ne kadar


muradı varsa bunları hayırlı olanlardan kıl ve kabul buyur.

Hangi hal için de bulundurursan bulundur senden gafil olmaktan onu 


koru. Kıyametin ve ölümün dayanılmaz şiddetinden onu Muhafaza 

buyur. Onu iyilerden kıl ve iyilerle beraber bulundur ve iyilerle beraber 

haşret. Müjdelenen, Cennet ve Cemaline eriştireceğin seçkin kullarından 

eyle.

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

AMİN....

kaynak

Cuma Suresi ve Fazileti

1 Yesebbihu lillahi ma fiyssemavati ve ma fiyl'ardıl elmelikilkuddusil-'aziyzilhakiymi
2 Huvelleziy be'ase fiyl'ummiyyiyne resulen minhum yetlu 'aleyhim ayatihi ve yuzekkiyhim ve    yu'allimuhumulkitabe velhıkmete ve inkanu min kablu lefiy dalalin mubiynin
3 Ve ahariyne minhum lemma yelhaku bihim ve huvel'aziyzulhakiymu
4 Zalike fadlullahi yu'tiyhi men yeşa'u vallahu zulfadlil'azıymi
5 Meselulleziyne hummiluttevrate summe lem yahmiluha kemeselilhımari yahmilu esfaren bi'se meselulkavmilleziyne kezzebu biayatillahi vallahu la yehdiylkavmezzalimiyne
6 Kul ya eyyuhelleziyne hadu in ze'amtum ennekum evliyau lillahi min duninnasi fetemennevulmevte in kuntum sadikıyne
7 Ve la yetemennevnehu ebeden bima kaddemet eydiyhim vallahu 'aliymun bizzalimiyne
8 Kul innelmevtelleziy tefirrune minhu feinnehu mulakıykum summe tureddune ila 'alimilğaybi veşşehadeti feyunebiiukum bima kuntum ta'melune
9 Ya eyyuhelleziyne amenu iza nudiye lissalati min yevmilcumu'ati fes'av ila zikrillahi ve zerulbey'a zalikum hayrun lekum in kuntum ta'lemune
10 Feiza kudıyetissalatu fenteşiru fiyl'ardı vebteğu min fadlillahi vezkurullahe kesiyren le'allekum tuflihune
11 Ve iza reev ticareten ev lehveninfaddu ileyha ve terekuke kaimen kul ma 'ındallahi hayrun millehvi ve minetticareti vallahu hayrurrazikıyne
TÜRKÇE MEALİ
62-El-CUM'A



Adını, 9 âyetinde geçen "cum'a" kelimesinden alırMedine'de inmiştir; 11 (onbir) âyettir Münafıkların davranışlarından söz ettiği için bu adı almıştır

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla

1 Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, eksiklikten münezzeh, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih eder

2 Çünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler

3 (Peygamberi) müminlerden henüz kendilerine katılmamış bulunan diğer insanlara da göndermiştir O, azîzdir, hakîmdir

4 Bu, Allah'ın lütfudur Onu dilediğine verir Allah büyük lütuf sahibidir

5 Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir Allah'ın âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez

6 De ki: Ey yahudiler! Bütün insanlar değil de, yalnız, kendinizin Allah'ın dostları olduğunuzu iddia ediyorsanız, bunda da samimi iseniz, haydi ölümü temenni edin (bakalım)!

7 Ama onlar, önceden yaptıklarından dolayı ölümü asla temenni etmezler Allah, zalimleri çok iyi bilir
8 De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir

9 Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır

10 Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin Allah'ı çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz

11 Onlar bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar De ki: Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha yararlıdır Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır

CUMA SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİ

"Sure-i Cuma'yı okumayı adet haline getiren kimseye, müslüman memleketlerinde Cuma namazına gelen ve gelmeyen kimselerin adedi karşılığındaki onar sevap verilir."

Bir kimse, Cuma Suresini fırsat buldukça okumaya devam ederse, şeytanın vesvesesinden kurtulur. Bir kimse aşağıda gelecek ayeti kerimeyi bir sadef üzerine yazdırıp, yazım işini herhangi bir Cuma gününe rastlatsa ve aynı gün zahire ambarı veya eşya deposu gibi servetinin yığılı olduğu yere koysa, o mal veya servet her türlü tehlikeye karşı korunduğu gibi, bereketlenmesine ve hayırlı sonuçlar alınmasına vesile olur.

Ayet şudur: Zâlike fadlüllâhi yü'tîhi men yeşâ', vellâhü zül fadlil azıym.

Elhamdü Lillâhi Rabbil'alemin

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

Ya Rabbim ! Ey Duaları İşiten ve Kabul eden Mevlamız.

Bu Yazıları okuyan kardeşimizin gönlün de olupta dile getiremediği ne kadar


muradı varsa bunları hayırlı olanlardan kıl ve kabul buyur.

Hangi hal için de bulundurursan bulundur senden gafil olmaktan onu 


koru. Kıyametin ve ölümün dayanılmaz şiddetinden onu Muhafaza 

buyur. Onu iyilerden kıl ve iyilerle beraber bulundur ve iyilerle beraber 

haşret. Müjdelenen, Cennet ve Cemaline eriştireceğin seçkin kullarından 

eyle.

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

AMİN....

kaynak

kaynak

Tecdid-i İman Duası

Bir kâfir, bir kelime-i tevhid söylemekle mümin olduğu gibi, bir mümin de, bir söz söylemekle kâfir olur. Küfre düşürücü söz kullananın imanı gider de haberi olmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Öyle bir zaman gelir ki, kişinin imanı gider de haberi olmaz. Halbuki ondan, gömleğin çıktığı gibi, iman çıkmış olur.) [Deylemi]

Küfre düşenin bütün ibadetlerinin sevapları yok olur, tevbe ederse, geri gelmez, ayrıca, nikahını da yenilemesi gerekir. Tevbe etmek için, yalnız Kelime-i şehadet söylemeleri kâfi değildir. Küfre sebep olan o şeyden de tevbe etmeleri gerekir. Küfre düştüğü şeyleri bilmiyorsa, bilip bilmediğim bütün küfür söz ve işlerden tevbe ettim demesi gerekir aşağıda Tecdid-i iman duası bulunmaktadır.Bunu her gün okumalıdır.

Ya Rabbi! Büluğa erdiğim andan bu ana gelinceye kadar, İslam düşmanlarına ve bid'at ehline aldanarak, edindiğim yanlış, bozuk itikadlarıma ve bid'at, fısk olan söylediklerime, dinlediklerime, gördüklerime ve işlediklerime pişman oldum, bir daha böyle yanlışları yapmamaya azm, cezm ve kasd eyledim. Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselam ve ahiri bizim Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamdır. Bu iki Peygambere ve ikisi arasında gelip geçmiş Peygamberlerin hepsine iman ettim. Hepsi haktır. Bildirdikleri doğrudur.

(Âmentü billah ve bi-mâ câe min indillah, alâ murâdillah, ve âmentü bi-Resûlillah ve bi-mâ câe min indi Resûlillah alâ murâd-i Resûlillah, âmentü billâhi ve Melâiketihi ve kütübihi ve Rüsülihi velyevmil-âhiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallâhi teâlâ vel-ba’sü ba’delmevti hakkun eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlüh.)

Elhamdü Lillâhi Rabbil'alemin

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

Ya Rabbim ! Ey Duaları İşiten ve Kabul eden Mevlamız.

Bu Yazıları okuyan kardeşimizin gönlün de olupta dile getiremediği ne kadar


muradı varsa bunları hayırlı olanlardan kıl ve kabul buyur.

Hangi hal için de bulundurursan bulundur senden gafil olmaktan onu 


koru. Kıyametin ve ölümün dayanılmaz şiddetinden onu Muhafaza 

buyur. Onu iyilerden kıl ve iyilerle beraber bulundur ve iyilerle beraber 

haşret. Müjdelenen, Cennet ve Cemaline eriştireceğin seçkin kullarından 

eyle.

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

AMİN....

kaynak


Hacet Namazı

Hacet namazinin persembeyi cumaya baglayan gecelerde veya kandil gecelerinde kilinmasi asildir. Ama bütün gecelerde kilinabilir. Önce boy abdesti alinir. Sonra hacet namazina niyet edilir.
Namazda asagidaki âyetler okunur:

1. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + 3 Âyetel Kürsî
2. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
Rekâtin sonunda : Ettehiyyâtü
3. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
4. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.

Oturuş: Et Tehiyyatü + Allahümme Salli + Allahümme Barik + Rabbena

Namaz tamamlandiktan sonra Allah'tan hacet neyse o istenir. Allah'tan mürsid istemek için bu namaz kilindiysa mürsid istenir.


Türkçe olarak şöyle dua etmek de olur:
(Ya Rabbi! Sana yalvarıyorum. Âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi! Bu yüce Peygamberi bana şefaatçı eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!)

Bu duayı müslümanlar, her zaman okuyup maksatlarına kavuşmuşlardır. Bu duaları bir kere okuyup bırakmamalı, kırk gün kadar devam etmek iyi olur.

Bu namazdan sonra hiç konusmadan yatmak gerekir. Yatarken kibleyi saga alacak sekilde yatak kurulur. Vücudun ön cephesi kibleye çevrilerek yanüstü yatilir, 3 Âyetel Kürsî okunur ve Allah'tan mürsid istenir. Eger kisinin haceti mürsid degil de baska bir hedefe ulasmaksa (zahirî veya batinî bir hedef olabilir) o hedefe ulasmak istenir. Sessiz zikir (hafî zikir) bu istekten sonra baslar. Yanüstü yatildigi için sag kulak yastiga gelecektir. Bas biraz saga, sola oynatilarak kulakta kalbin atislarinin, basinç sebebiyle rahatça duyulacagi pozisyona gelinir. Ve kalbin her çift atisinda "Allah, Allah" diyerek kisi Allah'i zikr-i hafî ile (yani sessiz olarak) içinden zikredecektir.
Eger ilk namazdan sonra yatildiginda birsey görülmez ise tekrar tekrar, her persembeyi cumaya baglayan gece namaza devam edilmelidir. Her gece de kilinabilir.

Elhamdü Lillâhi Rabbil'alemin

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

Ya Rabbim ! Ey Duaları İşiten ve Kabul eden Mevlamız.

Bu Yazıları okuyan kardeşimizin gönlün de olupta dile getiremediği ne kadar


muradı varsa bunları hayırlı olanlardan kıl ve kabul buyur.

Hangi hal için de bulundurursan bulundur senden gafil olmaktan onu 


koru. Kıyametin ve ölümün dayanılmaz şiddetinden onu Muhafaza 

buyur. Onu iyilerden kıl ve iyilerle beraber bulundur ve iyilerle beraber 

haşret. Müjdelenen, Cennet ve Cemaline eriştireceğin seçkin kullarından 

eyle.

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

AMİN....

kaynak

Derse Başlamadan Önce Okunacak Dua

“Allahümme ahricna min zulumatil vehmi ve ekrimna bi nuril fehmi veftah aleyna ebvabe fadlike venşur aleyna hazaine Rahmetike bi Rahmetike ya Erhamerrahim.”

Bu dua derse başlamada önce okunursa Allah-ü Teala o kimsenin anlayış gücünü artırır.


Elhamdü Lillâhi Rabbil'alemin

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

Ya Rabbim ! Ey Duaları İşiten ve Kabul eden Mevlamız.

Bu Yazıları okuyan kardeşimizin gönlün de olupta dile getiremediği ne kadar


muradı varsa bunları hayırlı olanlardan kıl ve kabul buyur.

Hangi hal için de bulundurursan bulundur senden gafil olmaktan onu 


koru. Kıyametin ve ölümün dayanılmaz şiddetinden onu Muhafaza 

buyur. Onu iyilerden kıl ve iyilerle beraber bulundur ve iyilerle beraber 

haşret. Müjdelenen, Cennet ve Cemaline eriştireceğin seçkin kullarından 

eyle.

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

AMİN....

kaynak

30 Temmuz 2012 Pazartesi

Mucizeler...Kemiklerin Kasla Sarılması


ok yakın bir zamana kadar kemiklerle kasların birlikte ortaya çıkarak geliştikleri sanılıyordu. Ancak yapılan son araştırmalar çok farklı ve insanların hiç farkında olmadıkları bir gerçeği ortaya koydu. Embriyodaki kıkırdak doku önce kemikleşmekte, daha sonra kas hücreleri kemiklerin etrafındaki dokulardan seçilerek biraraya gelerek sarmaktaydı.
Sonra o su damlasını bir alak (hücre topluluğu) olarak yarattık; ardından o alak'ı bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir. (Müminun Suresi, 14)
embryo, muscle
Ayette 1400 yıl önce haber verilmiş olan bu bilimsel gerçek, "Developing Human" (Gelişen İnsan) adlı bilimsel bir yayında şöyle tarif edilmektedir:
embryo, muscle



6. haftada kıkırdaklaşmanın devamı olarak ilk kemikleşme köprücük kemiğinde ortaya çıkar. 7. hafta
sonunda uzun kemiklerde de kemikleşme başlamıştır. Kemikler oluşmaya devam ederken kas hücreleri
kemiği çevreleyen dokudan seçilerek kas kitlesini meydana getirirler. Kas dokusu bu şekilde kemiğin
etrafında ön ve arka kas gruplarına ayrışır.










Kısacası insanın Kuran'da tarif edilen oluşum aşamaları, modern embriyolojinin bulgularıyla tam bir uyum içindedir. Alemlerin Rabbi olan Allah bu gerçeği yüzyıllar öncesinden insanlara bildirmiştir.

Elhamdü Lillâhi Rabbil'alemin

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

Ya Rabbim ! Ey Duaları İşiten ve Kabul eden Mevlamız.

Bu Yazıları okuyan kardeşimizin gönlün de olupta dile getiremediği ne kadar

muradı varsa bunları hayırlı olanlardan kıl ve kabul buyur.

Hangi hal için de bulundurursan bulundur senden gafil olmaktan onu 

koru. Kıyametin ve ölümün dayanılmaz şiddetinden onu Muhafaza 

buyur. Onu iyilerden kıl ve iyilerle beraber bulundur ve iyilerle beraber 

haşret. Müjdelenen, Cennet ve Cemaline eriştireceğin seçkin kullarından 

eyle.

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

AMİN....

Kuran-ı Kerim Okumanın Faziletleri

1. Sizin hayırlınız Kur’ân-ı Kerimi öğrenen ve öğretenlerinizdir. 

2. Güzel ses Kur’ânın ziyneti ve süsüdür.

3. Kur’an-ı Kerimi güzel sesinizle süsleyiniz.


4. Ağzınızı ve dişlerinizi misvaklayın ve temiz tutun; çünkü o Kur’anın yoludur.


5. Her Kur’an hatmin sonunda kabul edilen bir dua vardır.


6. Kim çocuğuna Kur’an öğretirse kıyamet gününde onun başına taç konulur ve kendisine hiç kimsenin benzerini görmediği iki cennet kaftanı giydirilir.


7. Size Kur’ân-ı Kerimi çokça okumanızı tavsiye ederim. Kur’an-ı Kerimi çokça okuyun ve onun derinliklerine dalın. Yarın cennette dereceleriniz bu okumanıza ve ilerlemenize bağlıdır.


8. Size Kur’ân okumanızı tavsiye ediniz. Onu kendinize rehber edininiz ve arkasından gidiniz. Çünkü o Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın kelamıdır; ondan gelmiştir ve sonuçta O’na dönecektir.


9. İçinde Kur’an okunan evler semadaki melekler tarafından sizin gökteki yıldızları gördüğünüz gibi nurani bir şekilde görünür.


10. Kur’ân-ı Kerimin diğer kelamlara üstünlüğü Allah’ın sözünün diğer sözlere üstünlüğü gibidir. 


11. İçinde Kur’ân okunan evde melekler hazır olur, şeytanlar kaçar, o evin hayrı artar, şerri azalır. İçerisinde Kur’ân okunmayan eve ise şeytanlar dolar, evin hayrı azalır ve şerri çoğalır. 


12. Kur’an ilmi üç nevidir. Birincisi helalidir; buna uyun. İkincisi haramıdır; bundan da kaçının; üçüncüsü, müşkül ve müteşabihi; bunu da âlimlerine sorun. 


13. Herhangi bir topluluk Allah’ın evinden bir evde toplanır da Allah’ın kitabından bir konuyu öğrenirlerse onların üzerine sekinet ve vakar iner, Allah’ın rahmeti kendilerini kuşatır, melekler kendilerini kuşatır. Yüce Allah da onları kendi katındaki meleklere onları anlatır.


14. Kim bir gecede Kur’ân-ı Kerimden kırk ayet okursa gafillerden yazılmaz, kim de Kur’ândan yüz ayet öğrenirse kıyamette kur’ân ondan davacı olmaz. Kim beş yüz ayet öğrenirse Allah ona ölçüsüz sevap verir.


15. Kalbinde Kur’ândan bir şey bulunmayan kimse harap olmuş ev gibidir. 


16. Öncekilerin ve sonrakilerin ilmini öğrenmek isterseniz Kur’âna yönelsin.


17. Kur’ân Allah’a sema ve arzdan ve içindeki bütün varlıklardan daha sevimlidir.


18. Sözlerin en hayırlısı Allah’ın kelâmıdır.


19. Kim Kur’ândan şifa bulamazsa onun için hiçbir şifa yoktur.


20. Kim abdestli olarak Kur’ân-ı Kerimden bir harf okursa Allah ona on sevap verir, on derece yükseltir, on günahını affeder. Kim Kur’ândan bir harfi namazda oturduğu halde okursa Allah ona elli sevap verir, elli günahını affeder ve elli derece yükseltir. Kim de Kur’ândan bir harfi kıyamda ve ayakta okursa Allah ona yüz sevap verir, yüz günahını affeder, yüz derece yükseltir.



kaynak

40 Hadis


40 HADİS
 1
اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ  قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ         
(Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.
Müslim, İmân, 95.
 2
اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ
İslâm, güzel ahlâktır. 
Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225.
 3
مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ
İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.
Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16.
 4
يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا
Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.
Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.
 5
إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ:
إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ
İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.
Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6.
 6
اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ
Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.
Tirmizî, İlm, 14.
 7
لاَ يُلْدَغُ  اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَيْنِ
Mümin, bir  delikten iki defa sokulmaz.(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez)
Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.
 8
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ
Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.
Tirmizî, Birr, 55.
 9
إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ
Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi  sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.
Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, fiu’abü’l-Îmân, 4/334.
 10
اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ
İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.
Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.
 11
مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ
Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.
 Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.
 12
عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ: عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَعَيْنٌ
بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.
Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.
 13
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ
Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.
İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31.
 14
لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.
Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.
 15
اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır.  Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n  kusurunu) örter.
Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.
 16
لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا
İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.
Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.
 17
اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ
Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.
Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.
 18
لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا
وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ
Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.
Buhârî, Edeb, 57, 58.
 19
إنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّةِ وَإنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَ إنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَى الْفُجُورِ وَ إنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُلَ لَيَـكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابًا
Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.             
Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.
 20
لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ
(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.
Tirmizî, Birr, 58.
 21
تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ
(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.
Tirmizî, Birr, 36.
 22
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأمْوَالِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأعْمَالِكُمْ
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.
Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;
Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.
 23
رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ
Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır.
Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.
Tirmizî, Birr, 3.
 24
ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ:
دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ
Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir:
Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın evladına duası.
İbn Mâce, Dua, 11.
 25
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ
Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir
hediye veremez.
Tirmizî, Birr, 33.
 26
  خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ
Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.
Tirmizî, Radâ’, 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50.
 27
لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا
Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı
göstermeyen bizden değildir.
Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.
 28
كَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أوْ لِغَيْرِهِ أنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فيِ الْجَنَّةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى
Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur.
Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.
 29
اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ  الْمُوبِقَاتِ قَالُوا يَا رَسُولَ للهِ وَمَا هُنَّ قَالَ: اَلشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَ قَتْلُ النَّفْسِ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إلاَّ بِالْحَقِّ وَأكْلُ الرِّبَا وَأكْلُ مَالِ اْليَتِيمِ وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ
(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.
Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144.
 30
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ
Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.
Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75.
 31
مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ
Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki;
ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.
Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141.
 32
اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ
Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden
veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle
geçiren kimse gibidir.
Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41;
Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78.
 33
كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ
Her insan hata eder.
Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.
 34
عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ  إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ
Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir  darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.
                  Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.
 35
مَنْ غَشَّـنَا فَلَيْس مِنَّا
Bizi aldatan bizden değildir.
Müslim, Îmân, 164.
 36
لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ
Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe) 
cennete giremezler.
Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.
 37
أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ  عَرَقُهُ
İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz.
İbn Mâce, Ruhûn, 4.
 38
مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَـأكُلُ مِنْهُ
طَيْرٌ أوْ إِنْسَانٌ أوْ بَهِيمَةٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.
Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.
 39
إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ
 وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ
İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.
Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.
 40
اِتَّقُوا اللَّهَ رَبَّـكُمْ وَصَلُّوا خَمْسَـكُمْ وَصُومُوا شَهْرَكُمْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِكُمْ وَأطِيعُوا ذَاأمْرِكُمْ تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّـكُمْ
Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz.
Tirmizî, Cum’a, 80.
 
kaynak