3 Ekim 2012 Çarşamba

Ölüm ve Ötesi İmam-ı Gazali

-Bir kişi ölümünü çok anarsa çaresiz onun hazırlığını görmeye başlar.Kabrini Cennet bahçelerinden bir bahçe bulur.Bir kişi,ölümü unutursa onun çalışması dünya için olur.Ahiretin azığından gaflet içine düşer.Kabrini de Cehennem mağralarından bir mağara olarak bulur.Bundan ötürü ölümü anmak büyük fazilettir.

-Sen yine arkadaşlarının durumunu ve günlük yaşamlarını düşün ki,onların alemi seyredişlerini,gülmelerini ve gafletlerini aklından geçir.Yirmi yılda erişebilecekleri işlerin tedbiriyle uğraştıkları fikriyle.Onlar bu kadar zahmetler çektirler.Oysa kefenleri bezci dükkanında bulunmaktaydı.Bundan habersizdiler.Sen de kendi kendine:
Sen de onlar gibisin! Senin de gafletin,hırsın,cahilliğin,bilgisizliğin,aptallığın onlarınki gibidir.Sana öyle bir saadet nasip oldu ki,onlar senden önce dünyadan ayrıldılar.Bundan sen ibret almalısın.Nitekim:"o kişiye ne mutludur ki,bir başkasından öğütlenir!" diye buyrulmuştur!demelisin.

-İnsanlara ölümü unutturan şey de çok zaman tul-i emel(bitmeyen istekler)dir.Bütün fesatların,kötülüklerin,fenalıkların başı da bu tul-i emel,sonu gelmeyen isteklerdir.

-Sabaha çıktığım vakit akşama kadar sağ kalacağına ihtimal verme.Dirliğinde ölüm azığını hazır et.Sağlığında da hastalık yiyeceğini bir yana koy.Çünkü,ey Abdullah,yarın Hak Teala'nın katında halinin ne olacağını bilemezsin.

-Resul (S.A.V):" Emellerinizi azaltın ! Ölümü daima gözünüzün önüne getirin !Hak Teala'dan hakkı ve layıkı ile haya edin !"diye buyurdu.

-Bir kimse dünyayı bilirse dünyayı sevmez.Onun lezzetini birkaç gün olduğunu bilir.O lezzet de çaresiz olarak ölümle batıl olur.Şimdiki zamanda da bulanıklıktan ve acıdan,beladan uzak olmadığı,hiç bir kişinin bunlardan safi kalmadığı bilinir.Bir kişi ahiretin baki kaldığını ve insan ömrünün kısalığını düşünürse anlar ki,ahireti dünyaya satan,rüyasında birkaç akçe için uyanıklığında bin altından üstün gören gibidir.Zira,dünya uyku ve rüya alemine benzer.

-İsa Aleyhisselam: " Yarınki rızkın için gam yeme.Eğer ömür kalmışsa rızkında kalır.Eğer ömür kalmamışsa,başkalarının rızki için niçin zahmet çekersin?"

-Resul (S.A.V):" Beş şey gelmeden önce şu beş şeyi ganimet bilin.
1.İhtiyarlık gelmeden gençliğin
2.hastalık gelmeden sıhhatin
3.Meşkuliyet vakti gelmeden boş zamanın
4.Ölüm gelmeden hayatın
5.Fakirlik gelmeden önce zenginliğin kıymetini bilin.

-Resulullah (S.A.V) şöyle buyurdu:Kabir,ahiretin ilk uğrağıdır.Eğer kabir kolay olursa,ondan sonraki duraklarda işi daha kolay olur,eğer zor olursa sonrakilerde zorlaşır.

-Ey İlahi sırlara ermek isteyen !Sen bil ki,kabirden sonra gelen,surun üflenmesidir.Ona Nefha-i Sur denir.
Bundan sonra gelen,günahların soruşturulması korkusudur.
Ondan sonra da Amel Defteri'nin sağdan mı verilir,soldan mı verilir korkusu gelir.Daha sonra korku Mahşer halkının arasında rezil olmak,kınanmak korkusu vardır.Daha sonra terazi korkusu gelir.Kişi:İyilikler kefes mi ağır gelecek? Kötülükler kefes mi ağır gelecek ? diye korkar..BUndan sonra hasımlara zulmetmesi sorulur.Onlarda cevap vermek korkusu da vardır.
Ondan sonrada Cehennem'deki zebaniler korkusu vardır.

-Ölüler de bizden haberli olurlar.O zaman da bizim güzel amellerimizle sevinirler,günahlarımızdan ise kaygılanırlar.Nitekim bu da Peygamber Efendimiz'in hadis-i şerefinde bildirilmiştir.Onların haber almaları Levh-i Mahfuz aracılığı iledir.

-Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur:"Sakın kimse kendisine dokunan bir zarardan dolayı ölümü istemesin.Eğer kendini ölümü istemekten alıkoyamıyorsa şöyle desin :"-Rabbim,yaşamak bana hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat;ölümüm bana daha hayırlı olduğu zaman ruhumu al."

-Farzları yapmak,namazları kılmak ve Allah'ın nasip ettiği zikri yapmak üzere müslümanın her bir gün yaşaması onun için ganimettir.

-Resulullah (S.A.V):"Ölüm ganimettir.Masiyet,musibettir.Fakr,rahattır.Zenginlik cezadır.Akıl,Allah'tan bir hidayettir.Cehil,dalalet ve sapıklıktır.Zulüm,pişmanlıktır.Taat,göz nurudur.Allah korkusundan ağlamak,ateşten kurtulmaktır.Gülmek bedenin felaketidir.Günahtan tövbe eden günahsız gibidir."

-Resulullah (S.A.V):"İki şey var ki insanoğlu ondan iğrenir.Ölümden iğrenir,halbuki onun için ölüm fitneden daha hayırlıdır.Malın azlığından iğrenir,halbuki az malın muhasebesi daha azdır."

-Ne güzeldir hoşa gitmeyen o üç şey:Ölüm,fakr ve hastalık.

-Rabbime tevazu için fakirliği severim.O'na kavuşmak için ölümü severim ve günahlarıma keffaret olması için hastalığı severim.

-Gönül,ruh, bedenin hakanı,padişahıdır.Beden onun bineğidir.Gözle görünen ve ya görülmeyen uzuvlar onun askeri,ordusudur.Marifetullah(Allah'ı tanımak) ve Allah Hazretlerinin Cemalini görmek,ruhun sıfatır.

-Beden ülkesinin sultanı can'dır.Kulağa izin verirse o işitir.Eğer göze izin verirse göz bakar,görür.Eğer ayağa izin verirse ayak kımıldar,hareket eder.Bu düzen üzerinde bütün uzuvlar,bütün iç ve dış araçlar,vücudun padişahı canın buyruklarına boyun eğmiştir.
Ten canın memlekidir.Ve beden bir büyük şehirdir.El,ayak,ağız ve başka uzuvlar sanayi ehli gibidir.Şehvet,nefsin bu azğınlığı ise ülkenin sancak beyi gibidir.Can ise padişahtır.Akıl ise vezir.
Öfke ise şehrin subaşısıdır.
Eğer padişah olan can,veziri olan aklı,sancak beyin şehvetin ve subaşı olan öfkenin eline teslim ederse,memleket,o iki şerrin fesadından dolayı ne yazık ki,harabeye yüz tutar.
Vücut da beş duygunun bineği halindedir.Duygularımızın hepsi aklın casusu,gözetleyicisidir.Haberleri toplar.

-Beka alemi Alayi İlliyyindir.O yüce illiyyin,asli vatandır.Ruh oraya dönmek için dünyada din azığını iyi tedarik etmiş bulunmalıdır.Ey doğru yolun yolcusu ! Eğer,bu nimetlerin şükrünü eda edip ahiret diyarında süresiz mutluluğa,edebi saadete erişmek istersen,canın bir padişah gibi beden ülkesinde tahtına oturup kuilik kapısında dursun.Akıl denen nesneyi kendisine vezir,danışman,fikir hocası seçsin.Şehveti sancak beyi,öfkeyi beden şehrinin kollukçusu,zabıta memuru,subaşısı yapsın.Akılda beş duyuyla casusluk yapsın.Olanı biteni toplasınlar,zamanında da vezir olan akla bildirsinler.Vezir de ona göre beden memleketinde  tedbir alsın.

-Eğer öfke köpeğine baş eğmişsen,sende görünen kızgınlıktır,laf atmaktır,halkı incitmek,onları horlamaktır.Kendinde böbürlenme,gururlanma başlamasıdır.
Eğer nefsini güzellik ve edeple aklına itaatkar kılarsan,sen ona boyun eğdirirsin.Ondaki o kötü sıfatlar değişir.Sende sabır,soğukkanlılık,bağışlama,şecaat,sükunet,alçak gönüllük ve cömertlik doğmaya başlar.

-Bilinmeli ki,gönül,lekesiz,tertemiz,parlak,saf bir aynaya benzer.Kötü ahlak ise aynayı karartan duman,is gibidir.Bunlar,kötü ahlaktan meydana gelir.Gönül aynası pas bağlar.Cemal (güzellik)  nuru olan Hazret-i Allah'ın ışığını aksettirmez.O pas,o nurun aynada görünmesine engel olur.Ruani geçişe örtü çeker.

-Ve sen bil ki,güzel ahlak vasıfları,öğülen güzel huylar,tıpkı nurlar, ışıklar gibidir.Sende bu güzel sıfatlar doğduğu zaman gönül aynasındaki o günahlardan meydana gelmiş karanlığın pasları kalkar,ayna temizlenir,saf ve cilalı olur,parlar.

-Allah'a karşı olan kulluğunu öğrenmek,Allah'ı tanımak ve bu tanıma bilgisini elde etmek için halk olunmuştur.Bu aşikare bir şeydir.

-Sen canındaki pencerenin ölümünden ve uykundan başka bir zamanda açılmayacağını sanma,Belki de aksine bir kimse yiyip içmeyi azaltır,her türlü şeyde perhize geçer,nefsinin isteklerini kırar ve nefsi terbiye ederse onun kalbi aşağıdaki yönlerde ve uyanıkken Melekut alemi ile yakınlık kazanır:
1.Nefs ile her türlü heves ve hazlardan kendini çekme mücahedesine girerse,
2.Kalbini kötü huy ve ahlak paslarından arındırır,tertemiz kılarsa,
3.Tenha bir yere çekilip gözle görülür duygularından uzak kalırsa,
4.Candan ve gönülden daima "Allah Allah"demekle meşkul olursa
Gönlünde Allahü Teala'dan başka bir şey kalmaz.İşte o zaman melekut alemi ona görünür,gönül penceresi aralanır.

-Nitekim Allahü Teala Kelam-ı Şerşfşnde şöyle buyurur:"Rabbinin adını an ve her şeyden ilgini kes,O'na ihlas ile ibadet et" (Müzzemmıl Suresi:8)

-Sen bil ki her şeyin saadeti,bir lezzet,tat aldığı ve rahat ettiği yerdedir.Nitekim şehvetin lezzeti,yemek içmekle ve çiftleşmektedir.Hışımın lezzeti,bir kimseden öc almakla,başkasını kahretmektedir.Gözün lezzeti,güzel yüzlere,hoş suretlere bakmadadır.İşitme lezzeti,güzel seslere kulak kabartmadadır.Bunlar gibi kalbin lezzeti de ne için yaratıldı ise ondadır.Her şeyi bütün gerçeği ile bilmekte,gücü yettiği kadar da Allahü Teala'yı tanımaktadır.

-Çeşitli yemekler mideye girer.Ondan sonra karaciğere iner.Ciğer onu karıştırıp kan haline getirir,ama üstünde kara köpek şeklinde bir şey belirir.Ona sevda derler.Dalak sevdayı ciğerden çeker.Kendine benzetir.O kan su ile karışır,kalır.Fakat kıvama gelmez.Böbrek p suyu kandan ayırır,saf bir hale getirir.O kan yedi organa yayılır.Her organa güç sağlar.erkelerde meni,dişilerde süt ve kadınlık menisi o kandan meydana gelir.Eğer dalağa bir hastalık gelip de sevdayı ondan ayırmazsa,sevda ile karışmış kan bedebe yayılır.Sevdai hastalıklar meydana gelir.Bunlar delilik,cüzzam,dalak sancıları,hümma gibi hastalıklardır.Eğer merareye,yani öd kesesine bir hastalık gelir de o safrayı ondan ayıramazsa safrai hastalıklar meydana gelir.Eğer böbreğe bir illet yerleşip o suyu da kandan ayıramazsa siroz denilen,karında su biriktiren ve ya buna benzer hastalıklar doğal.Sirozda karından başka uzuvlarda da su toplanabilir.Allahü Teala'nın yüce emri ile bütün uzuvlar bir hizmet için vazife almışlardır.Eğer böyle olmasaydı beden helak olur,ölür giderdi.
  İnsan büyük,hatta en büyük bir alem(bir alem-i kübra)'dır.Bütün eşyanın örneği,benzeri onda bulunmaktadır.Mesela kemikler,dağlara örnektir.Damarlardaki kan yağmur ve akarsular misalidir.Bedendeki kıllar ise ağaç gibidir.Dimağ gökkubbeyi andırır.Beş duyu organlarımız ise yıldızlara benzer,Yani yer ve gökler,bunlarda bulunan her şey insanda toplanmış gibidir.

-Zamanın dört mevsiminde de insanlara örnekler vardır.Mesela çocukluk bahar günlerine benzer,Yaz günleri ise yiitlik,delikanlıklık çağıdır.Güz,sonbahar ayları,orta yaştaki çağ dönümüne benzer.İhtiyarlık,kış mevsimini andırır.

-Sen de bilesin ki,sen zevk eder ve dünyayı dolaşırken,yatarken,otururken,Allahü Teala'nın buyruğu ile bu kadar sayısız uşaklar sana hizmette bulunmaktadır.(organlarımız).Gel şimdi biraz insaf et.Senin bir uşağın bütün ömrünce sana baş eğip itaat etmekte...Bir gün emrine karşı gelse,senin elinden hiç bişey yapmak gelmezken,o senden önce harekete geçmeye yetenekli ve senden iyi bir efendi bulmaya kadir iken,sen o hizmetçiye döğmek,hışımla koğmak istersin.Ya Allahü Teala sana bu kadar nimetler ve uşaklar vermişken ve sana zerre kadar ihtiyacı yokken,sen kendi nefsini nasıl mabut edersin,hem nefsinin havasına uyarsın ? Allahü Teala'nın mübarek rızasını nasıl bırakırsın ? Seni yoktan yaratana ve rızkını verene karşı gece gündüz isyan üzerinde bulunursun,hem de Allahü Teala'nın ve senin düşmanın olan şeytana baş eğersin ! ...


Elhamdü Lillâhi Rabbil'alemin

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

Ya Rabbim ! Ey Duaları İşiten ve Kabul eden Mevlamız.

Bu Yazıları okuyan kardeşimizin gönlün de olupta dile getiremediği ne kadar


muradı varsa bunları hayırlı olanlardan kıl ve kabul buyur.

Hangi hal için de bulundurursan bulundur senden gafil olmaktan onu 


koru. Kıyametin ve ölümün dayanılmaz şiddetinden onu Muhafaza 

buyur. Onu iyilerden kıl ve iyilerle beraber bulundur ve iyilerle beraber 

haşret. Müjdelenen, Cennet ve Cemaline eriştireceğin seçkin kullarından 

eyle.

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed

AMİN....